Son Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi Hazretleri'nin Batı Trakya'da yayınladığı "Yarın" gazetesi nüshalarının Türkiye Cumhuriyeti'ne sokulmasını yasaklayan; en başta Kamal'ın imzasının bulunduğu resmî kararın fotokopisi:
Son Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi Hazretleri'nin kabri:
Hüvelbâki
İşte zâir bu yerde metfûndur
Bir büyük kahraman ki pîr hûndur
Düştü leyla-i Hâk peşinde şehit
O’na zaten ezelde vurgundur
Aşk-ı Rahmân’a can fedâ etti
Gerçi dünya vefâda pek dûndur (alçak)
Dîn-i İslâm için mücadelede
Ona bir kasf-i karîn meftûndur
Hak’kın ilhâmıdır derin ilmi
Sanki ilm-i ledünle meşhûndur
Türk’te kaldıysa Müslüman nâmı
Ona İslam nâmı medyûndur
ŞEYHULİSLAM MUSTAFA SABRİ
Fikri uğrunda öldü memnûndur
Dese hâtif dönerdi memleketine
Her yasından bu mâtem efzûndur
Bir gelip çıktı (sâ’l)i tarihin
O senin en güzîde oğlundur.
El Fatiha
Hicri 1286-1373
Mustafa Sabri Efendi Hazretleri'nin Hayat HikâyesiMustafa Sabri Efendi son devir Islâm âlimlerindendir. Yüzyirmiyedinci Osmanli Seyh-ül‘Islâm‘i olan Mustafa Sabri Efendi 1869 yilinda senesinde Tokat‘ta dogdu.
1954‘te Misir‘da vefat etti.
Ilk tahsilini memleketinden yaptiktan sonra Kayseri‘ye gidip, Kayseri Medresesi‘nde Divrikli Haci Emin Efendi‘den ilim ögrendi. Daha sonra Istanbul‘a gelerek huzur dersleri mukarriri (padisahin huzurunda bir konuyu etraflica anlatan) Ahmed Asim Efendi‘den ilim ögrenip icâzet (diploma) aldi.
1890 senesinde yapilan ruüs (dini ilimlerde bir derece) imtihanini kazanarak, yirmi iki yasinda Fatih Camii‘nde ders vermeye basladi. Eliiden fazla talebeye icâzet verdi.
Besiktas Asariye Camii imâmligi da yapan Mustafa Sabri Efendi, dördüncü rütbeden Osmâni ve Mecidi ilim nisânlarini aldi.
1900 yilinda II.Abdülhâmid Han‘in kitapçiligina getirildi, bir adet altin liyâkat madalyasi ve dördüncü rütbeden Osmâni nisani verildi. 1908‘de Tokat meb‘usu seçildi. Bu arada Fatih Camii müderrisligi görevini de yürüttü.
Ittihat ve Terâkki Partisine karsi çikip, o zaman yayinlanan Beyân-ül Hâk dergisinde bas yazar olarak yazilar yazdi. Ittihat ve Terâkki Partisine mensub olanlarin kendisini öldürme tesebbüsleri üzerine Romanya‘ya giderek bir müddet orada kaldi. Daha sonra Istanbul‘a dönüp Süleymaniye Medresesi‘nde hâdis-i serif müderrisligi yapti. 4 Mart 1919 tarihinde Seyh-ül‘Islâm oldu.
Yedi ay süren bu vazifesinden sonra görevden alindi.
1920‘de yeniden Seyh-ül‘Islâm olup iki ay daha bu vazifede kaldi. 1922 yilinda Istanbul‘dan Kahire‘ye giderek orada yerlesti ve Ezher Üniversitesi‘nde müderrislik yapti. Türkçe ve Arapça çesitli eserler yazmistir.
Ilimde çok kuvvetli bir derecede olan Mustafa Sabri Efendi, Misir‘da Ezher Medresesinde bulundugu sirada verdigi derslerde son derece faydali oldu.
Dogru yoldan ayrilarak kendi görüsüne göre sapik bir yol tutan Abduh ve ona aldananlarla yaptigi ilmi münazâralarda, onlarin bozuk fikirlerini çürüterek sapikliklarini ortaya koydu. Böylece birçok kimsenin bunlardan etkilenmesini önledi. Ehl-i Sünnet itikadina saldiranlarin maskelerini indirdi. Mezhepsizlere karsi sagladigi basariyi söyle ifâde etmistir. "Benim bu basarim Hakk‘i müdafa etmis olmamdandir."
Mustafa Sabri Efendi Mevkif-ul Akli vel Ilmi adli eserinde Abduh için söyle demektedir:
"Abduh‘un tuttugu bozuk yolun hülasâsi sudur : Ehl-i Sünnet itikâdi üzere tedrisât yapmasiyla taninmis olan Ezher Üniversitesi‘ni karistirip Ezherlilerin çogunu adim adim dinsizlere yaklastirmis, ama dinsizlerin bir adim bile dine, yaklasmamistir. Hocasi Cemâleddin Efgâni vâsitasiyla Ezher‘e masonlugu sokan odur. Nitekim birtakim yanlis islerin revaç bulmasi hususunda Kasim Emini‘yi tesvik eden de odur..."
Mes‘eletü Tercemet-il-Kur‘an, Savm Risâlesi, El-Kavl-ül Fasl gibi birçok eseri vardir.
Kaynak: Yeni Rehber Ansiklopedisi ve Azınlıkça Dergisi