7 Temmuz 2008

Ergenekon ile Yarı Aksiyon

Bir: Ergenekon Operasyonu, ABD-İsrail merkezli, AB destekli bir operasyondur.

İki: Beklentiler nisbetinde bir tasfiyeye gidebilecek çapta aksiyon adamı değildir Tayyip Erdoğan; uzlaşmaya çalışacaktır bir yerde...

İkisi de hakikât!

Daha doğrusu, bir kısmı hakikâtin...

Hakikâtin bir kısmını söyleyip bir kısmını ketmetmek ise, “lime tektumûne elhakka” uyarınca gayrı ahlâkî olur.

Ketmedilmemesi gereken birinci hakikat:

AKP ve Ergenekon Operasyonu tabiî ABD-İsrail merkezli, AB destekli de; SK millî mi, meşrû mu, konvansiyonel mi?!

Kemalizm gibi, bir türlü yerleşememiş ve asla yerleşemeyecek olan düzenler ve bunların silahlı güçleri gayrımeşrûdur; konvansiyonel değil, konfeksiyoneldir. Basmakalıp, hazırlop, dış mihraklı, yabancı tasarım, başkasına ait basmakalıp, göstermelik şeyler, köksüz fikir ve oluşumlar demektir “konfeksiyonel”; hazır giyim eşyası gibidir, modadır, ömrü kısadır... “Konfeksiyon düzenler”in ve bunların “konfeksiyon silâhlı kuvvetler”inin alâmet-i fârikası, konfeksiyon elbiseler gibi dış mihraklı, hazırlop ve basmakalıp, özgünlükten ve millîlikten uzak olmalarıdır. Giydirildikleri topluma uymazlar, sakil dururlar, sıkarlar, daraltırlar, rahat yürütmezler, bunaltırlar, işkence ederler, zulmederler, halkla ve halkın değerleriyle savaşmaya kalkarlar, komik durumlara düşerler (düşürürler), aşağılanırlar (aşağılatırlar)...

“Konfeksiyon” şeyler inanç, kültür ve geleneğe (konvansiyona) ait isimler ve renkler taşısa bile köksüzdürler; demode olduklarında, işleri bittiğinde kaldırılıp atılırlar.
Köpeklerin de sahiplerine havlaması gibi bazan, konfeksiyon düzenler ve bunların silahlı kuvvetleri de elbette zaman zaman veya zamanla hür(!) irade beyanında bulunabilirler; kendilerini dizayn eden moda ve tasarım merkezlerine karşı gelebilirler, baş kaldırabilirler.

Oramiral Özden Örnek’in Günlüğü'nde görüleceği gibi...

3 Aralık 2003... Genkur. Başk.lığında YAŞ (Yüksek Askeri Şura) Hazırlık Toplantısı... Önce Genelkurmay bize Pazartesi günü yaptıkları takdimin aynısını yaptılar ve Genelkurmay Başkanı sonra en kıdemsizden başlamak üzere tüm katılanlara söz verdi.

Faruk Cömert: AKP yerel seçimleri kazanırsa amacına ulaşabilmek için batıya daha fazla taviz verebilir, dolayısı ile haklarımızı da kaybedebiliriz.

Hurşit Tolon: Bu iktidar ne olduğunu ortaya koydu. Ancak takiyyeye başvuruyor. Arkasında ABD, AB var.

Şener Eruygur: Söylenecekler söylendi. Sadece bir-iki konu ilave etmek istiyorum. Her şey elden gidiyor. Örneğin Emniyet teşkilatı jandarma ile yarışıyor ve onu kötüleyerek yükselmeye çalışıyor. Ayrıca web sayfası açmıştır ve Başbakan'ı destekliyorlar.

Özden Örnek: Askerin söylediği yapılır ama bunun nedeni vardır. Zira askerin elinde silahı vardır ve bu silah askere bazı manevra yetenekleri verir. Silahımız bizim caydırıcılığımızdır. Bu nedenle "ben silahımı kullanmayacağım" diye açıklamalar yapmamalıyız. AKP'nin attığı her adıma aynı şiddetle ama çok kararlı olarak cevap vermeliyiz. Ben bunların bölüneceğine inanmıyorum ve bundan sonraki seçimi de kazanacaklardır. O zaman geç olacaktır.

Aradan iki ay geçtikten sonra da şunları yazıyor günlüğüne Oramiral Örnek…

3 Şubat 2004… Hava Kuvvetleri Komutanı ve Jandarma Genel Komutanı hemen 10 Mart'ta ihtilal yapalım diye bastırmaya başlamışlar. Kara Kuvvetleri Komutanı onları şimdilik frenlemiş ve bunun için daha zamanın uygun olmadığını beklememizi salık vermiş. Jandarma Genel Komutanı benimle görüşeceğini söylemiş ve dağılmışlar.
Kara Kuvvetleri Komutanı bu konudan çok rahatsız olmuş. Bana sen ne düşünüyorsun, dedi. Ben de düşüncelerimi anlattım:

“Bir ihtilal için zeminin hazır olması gerekir, yani halk ihtilali istemelidir. 12 Eylül'de olduğu gibi ordu niye duruyor, ne zaman müdahale edecek gibi başlıklar basında yer almalıdır. İkincisi önceki ihtilallerde olmayan bazı özellikleri bugün yaşıyoruz. Ekonomimiz çok bozuk ve tamamen dışa bağımlı. Eğer dışarıdan kredi alamazsak ekonomimiz çökebilir ve halk büyük sıkıntı yaşar. Bunun nasıl sorumluluğunu almaya hazır değiliz. Bir diğer konu da ABD bundan önceki darbelere destek vermesine rağmen bugün AKP'ye destek veriyor. Onların istemediği bir darbe veya hükümeti idame etmek çok zordur. Yani ABD'ye rağmen bu işlem olmaz. Diğer bir konu TSK içerisindeki birlik sağlanmış mıdır? Eğer bir ayrım varsa sonumuz tam bir felaket olacaktır.” Bu nedenler ile darbeye henüz hazır olmadığımızı söyledim.

Ketmedilmemesi gereken ikinci hakikat:

Sadece AKP değil; TSK, ABD ve AB de uzlaşmaya çalışacaktır bir yerde.

Ne TSK’nın ABD ve AB’ne rağmen darbe yapacak gücü var; ne de ABD ve AB, 1915 İngilteresi gibi dünyayı yeniden dizayn edecek çaptalar...

Lâkin, bu saatten sonra kim uzlaşmaya, geri adım atmaya kalkarsa kendini patlatmış olur; kendi içinde patlamalar olur! Bilhassa SK, kendi içinde bir bütün yapı değildir!

Arkasında kim varsa var; Tayyip Erdoğan, arkasında bir mukabil silâhlı güç olmadan bu memlekette SK’e rağmen muktedir olunamayacağını görmüştür. Erbakan gibi devlet terbiyesi(!) görmemiş olması bir avantajıdır. Kendisi bile inkâr edecek olsa da, cesaretinin kaynağı, “Menemen korkuluğunu yıkan Gölge”dir, “Metris Güzellemesi”dir!

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa sırmalılara dokunuluyor; halkımızın bunun zevkine varması ve cesarete gelmesi çok önemlidir; sokaklarda taşlarla ve sopalarla kovalanacakları gün de pek uzak değildir...

Netice-i Kelâm...

Necip Fazıl Kısakürek: - «"İstikbâl İslâm’ındır” diye, güvendiğim bir gence (Salih Mirzabeyoğlu) etüd yaptırdım. Güzel oldu etüdü... Bu Dr. Kusto’yu alıyorum ele. O İslâm’a giriyor, biliyorsunuz. Bir “mucize-i Kur’ân’iye”yi görüyor. Bir de profesör var. Birbirinden intikaldir bunlar... Onun da bir kitabı var. Enteresan bir zat; tercüme etmiş biri bunu... Uyudu kaldı. 8 sütunla verilecek bir hâdisedir. Toynbee, aynen kelimesini kullanarak, “İstikbâl İslâm’ındır. Tecrübe etmediğimiz bir o kalmıştır” der. BU, SİYASÎ AKSİYON ŞEKLİNDE BELLİ OLMAZ. Tıpkı şöminenin yanması için şu ateşi elde edinceye kadar ne kadar zahmet çektik bugün... Hele temel... Büyük... FİKRÎ SAHADA OLUR, HİDÂYETLER ÇOĞALIR, ŞU OLUR, BU OLUR... YARI AKSİYONCU BİR ADAM HAREKETE GEÇER; YOK KULÜPLER, DERNEKLER FİLAN... BÖYLE YÜRÜR... BİR AN GELİR, İŞ BÜYÜK AKSİYONA DÖNEBİLİR…»

7 Temmuz 2008 Pazartesi

mim.saka@googlemail.com

RSS feed Twitter.
İsim: Email:
Blogger tarafından desteklenmektedir.