TSK-GK Basın Açıklaması
TARİH: 01 Aralık 2007 NO: BA-35/07
1. Türk Silahlı Kuvvetleri 28 Kasım 2007 tarihinden itibaren sınır ötesi harekat konusunda yetkilendirilmiştir.
2. Türk Silahlı Kuvvetleri; kendisine verilen yetki çerçevesinde, Irak'ın kuzeyinde bulunan teröristleri etkisiz hale getirmek için gereken askeri tedbirleri alacaktır. Bu kapsamda; ilk operasyon 01 Aralık 2007 tarihinde (bugün) icra edilmiş olup, elde edilen istihbarata bağlı olarak operasyonlara devam edilecektir.
3. İcra edilecek operasyonlar, münhasıran PKK KONGRA-GEL terör örgütünü hedef almakta olup, Irak'ın kuzeyinde yaşayan halka ve Türk Silahlı Kuvvetlerine düşmanca bir harekette bulunmadıkları sürece, yerel gruplara karşı değildir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. (http://www.tsk.mil.tr/)
Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi yayın organı olan internet adresinde yayınlanan yukarıdaki bildiride, “sınır ötesi harekat”tan daha ziyâde dikkate değer bir şey var; 2. maddede, “elde edilen istihbarata bağlı olarak operasyonlara devam edilecektir” deniliyor.
Elde edilen istihbaratın kaynağını ise, gayrıresmî yayın organından öğreniyoruz:
«Ses ve görüntülü kayıtlar, PKK’lılara ait ses bantları ve videolar artık anında Türk Silahlı Kuvvetlerine iletiliyor. PKK’lılar mağarada mı konuşuyor yoksa dağın başında mı? Ya da herhangi bir kentin sokak ortasında mı? Türkiye topraklarında ya da Kuzey Irak’ta mı? Hiç fark etmiyor. Onlar kendi aralarında ne konuşuyor, neye karar veriyor, hangi karardan vazgeçiyor, bunların tümü o anda uzaydan banda alınıyor, ses ve görüntü olarak. Kayıtları yapan Amerika. O teknolojik üstünlüğü Amerika şimdi Türkiye ile paylaşıyor. Başbakan Erdoğan’ın Bush ile görüşmesinden önemli bir sonuç çıkıyor. Amerika, Türkiye ile askeri istihbarat paylaşımına karar veriyor. İstihbarat paylaşımı askerlerin işi. Bunun uygulanması için, Türk ve Amerikan askeri yetkilileri, Ankara ve Washington’da en üst düzeyde görüşmeler yapıyor. O görüşmeler şimdi meyvesini veriyor. Amerika, PKK’ya ilişkin her türlü istihbaratı Türkiye’ye vermeye başlıyor. İstihbaratın akışıyla birlikte, bir başka önemli gelişme, hükümetin kararıyla bağlantılı. Kuzey Irak’ta bir operasyon için, hükümet bir süre önce TBMM’den yetki alıyor. Herkesin bildiği gibi, yetki bir yıllık. Bir yıl içinde, ne zaman kullanılacağına hükümet karar verecek. İşte, tam bu noktada, son bakanlar kurulunda hükümet Meclis’ten aldığı yetkiyi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne devrediyor. Yetki devrinin Bakanlar Kurulu sonrasında açıklanmasına karar veriliyor. Ancak, Genel Kurmay, yetki devrinin açıklanmasını bir süre sonraya bırakılmasını istiyor. O nedenle de, yetki devrine ilişkin hükümet açıklamasından son anda vazgeçiliyor. Bu açıklamayı dün Başbakan Erdoğan yapıyor. Yani, yetki devri olayı. Ancak, bundan şunu çıkarmak yanlış. Madem hükümet sınır ötesi operasyon için Meclis’ten aldığı yetkiyi askerin kullanımına devrediyor, üstüne üstlük, bir de istihbarat paylaşımı var, o zaman derhal sınır ötesi operasyon. Bu yanlış. Çünkü, gerek hükümet, gerekse asker çok ihtiyatlı.» (Yetki Artık Askerde, Yalçın Doğan, Hürriyet, 01 Aralık 2007)
Peşin hüküm: Bu devlet, ordusu ve hükümeti ile protez bir devlettir!
Protez (Yun. Pro+Thêsis): Aslının yerine iliştirilen yapay organ. “Devlet-i Âliye-i Ebet Müddet” yerine ikame edilen yapay devlet; Probeter Cumhuriyet!
Sol jargonda “işçi sınıfı” demek olan “proleter”den (sözlük anlamı ile “mülk ve meslek sahibi olmayan aylak ayak takımı”ndan) mülhem ve beterin beteri, düşkünün önde gideni anlamında, “probeter”: Siyâseten sanat (strateji) ve saltanat (irade) sahibi olmayan, hür iradesi ve kendi kendine hareket kabiliyeti bulunmayan, istahbâratı bile Amerika’dan “dikte” edilen...
Almanca, Diktat; Fransızca, Dicter; Latince, Dictare: Söylemek, bildirmek; Buyurmak; Zorla kabul ettirmek.
Bu protez devletin, bu probeter cumhuriyetin medyası, bebelerin bile yemeyeceği, ancak zombilere yutturulabilecek türden masallar anlatıyor; istihbaratı dahî dışarıdan dikte edilen bir idareyi, bu “beter dikta”yı afili bir ifade ile, “dijital istihbarat” alıyor diye pazarlamaya çalışıyor.
Digitus (Lat.): İşaret parmağı.
Dikinîmi (Yun.): İşaret etmek.
Terörün kaynağı olan Amerika’nın işaret parmağı istikametinde, teröristin ta kendisi olan Amerika’nın işaret ettiği hedefleri vurarak yok edilemez elbet terör.
Ama...
Giovanni Pappini’nin Gog’da, bütün fizik kanunlarının özeti olarak Einstein’a söylettiği meşhur bir cümle var: “Bir şey kımıldıyor.”
Her türlü “sinir ötesi” harekatın, sancının, kıvranışın ve davranışın özeti de bu olsa gerek; bütün sosyal kanunların özeti olarak söylenebilecek tek cümle: “Bir şey kımıldıyor!”
Kımıldayan ve Anadolu’yu, İslâm dünyasını ve bütün dünyayı da kımıldatan, “Devlet-i Âliye-i Ebet Müddet”tir. Yıktılar, ama öldüremediler o ruhu; geliyor...
Mustafa Saka
1 Aralık 2007 (Baran Dergisi, 48. Sayı)