13 Mayıs 2007

Pandora'nın Kötüsü

TC tarihinde, istisnasız bütün seçim sandıklarından çıkan sonuç “İslâm” oldu!

Serbest Cumhuriyet Fırkasına, Demokrat Parti’ye, Adalet Partisi’ne, Millî Selamet Partisi’ne, Milliyetçi Hareket Partisi’ne, Anavatan Partisi’ne, RP ve AKP’ne, “devlet ve cemiyet hayatına hakim kılınsın İslâm” diye oy verdi bu millet.

Fakat hep sandıkta kaldı İslâm; dışarıya çıkarılamadı, devlet ve cemiyete hakim kılınamadı! Seçim sandıkları her açıldığında, müsbet sonuca rağmen kötülük ve pislik iktidar oldu; hep sandıkta kaldı “umut”, Pandora’nın Kutusu misali...

Aramice “sanduka”, Arapça “sundûk”, Yunanca “sindeke - senduki”, Türkçe “sandık”: Bir araya koyma; derleme; sentez; vezne; hazne; emme basma tulumba takımı; lâhid; tabut; kubur; kabir; kutu.

Pandora’nın Kutusu?!

Promatheos, önemli bir şahsiyettir mitolojide. İnsanlara ateşi ve sâir hayâtî şeyleri sunduğu için tanrılar tarafından cezalandırılmıştır. Dağda bir kayaya zincirlenmiş; kuzgunlar gagalamaktadır göğsünü, ciğerlerini parçalamaktadır.

Promatheos, Necip Fazıl’dır; “devrimbaz kodamanların viski çektiği kamıştan borularla, ciğerinden kalemine kan çekerek yazan, yırtınan, zindanlarda çürüyen” Necip Fazıl.

Pro+Matheos: Önce öğrenen, öngören, evvel idrak eden, başından bilen, basîret ve ferâset sahibi, hakîm, bedî...

Dedi: «(...) aslâ hükûmete girilmeyecek, daima muhalefet safında kalınacak ve bütün icraata karşı "işte bu felâketler bizim idealimizin iş başında bulunmamasından doğuyor!" mânâsı muhafaza edilecek ve her şey İslâmın (anti tez)i olmakla suçlanıp, büyük ideal, aks-i dâva yolundan kuvvetlendirilecekti.»

Dedi: «(...) toprak üstü ve altı yollardan bu dâvanın gençliği ve zinde kuvvetleriyle haşrü neşr olunacak, bunlar yetiştirilecek, geliştirilecek, köy köy, kent kent, meydan meydan, minber minber, kürsü kürsü, çalışılacak.»

Dedi: «(...) meclise belli başlı bir kadro ile girdikten sonra orduda ve bilhassa ordunun gençlik kademesinde yetiştirici ve geliştirici bir rol sahibi olmak başta gelir. Bu gençlik kademesini ifade eden rütbeler Yüzbaşı -Albay arasıdır. Ayrıca ve en başta mukaddesatçı ve Anadolucu yüksek tahsil gençliğini hedef tutmalı.»

Dedi: «(...) hükûmet olmaya râzı olduktan sonra da, birdenbire rahata kavuşup "bak, onlardan daha iyi idare ederiz!" kabilinden miskin ve cüce verimler aramak yerine, yapının temelinden değişmesi politikası üzerinden gidilecek ve patlak verme noktasına kadar cesaretle "ulvî ve ebedî esasların yolu" tutulacaktı. Patlak noktasında ise mukabele "ey millet, gördün mü, bu memlekette demokrasi var mıymış, yok muymuş?" cevabından ibaret kalacak, her şey göze alınacak.»

Dedi: «(...) Bu nâzik sevk ve idare dehası yerine (...) "ben makineyi daha iyi işletirim, ben dümeni daha iyi tutarım, ben düdüğün ipini daha hünerli çekerim!" gibilerden mevziî ustalıklara iltifat edilmiş; dâvanın, sancağı indirmek ve geminin omurgasını değiştirmek olduğu unutulmuştur.»

Dedi: «(...) Manzaranın ifade ettiği bu şartlar karşısında, sırf dış politika âlemine göstermelik diye çıkarılan partiler reçetesinden hiçbir şey ümit etmemek lâzımdır. Dış âlem gayet tabii olarak bu reçeteyi yutmayacak ve Türkiye'ye beslediği nefret hissini, olup bitenlere inanmış gibi görünerek devam ettirecektir. Askerî idare ise, "Ben parti-marti diye birşey takmam! Memleketi kuvvet kumandanları idare edecektir!" diyebilecek kadar cesaret ve samimiyet göstermeksizin, saçma sapan olsa da rolünü sürdürmekten geri kalmayacaktır.»

“Promatheos”un bu fevkalâde hayatî öngörüleri, “Epimatheos”lar tarafından dinlenilmedi, öğrenilmedi, idrak edilmedi, tatbik edilmedi.

Epi+Matheos: Sonradan öğrenen, aklı başına geç gelen, küt idrakli.

Epimatheos, Promatheos’un kardeşiydi; bilge sözü dinlemeyerek Pandora ile evlendi.

Pan+Dora: Herkesin kendisine bir şey bağışladığı.

Tedâisi: Demokrasi fâhişesi.

Tanrılar, açmaması gereken bir de kutu hediye ettiler Pandora’ya. Pandora kutuyu açtı ve bütün pislikler dışarı çıktı, kötüler iktidar oldu.

Tedâisi: Seçim sandığı.

Bir “umut” kaldı sadece sandıktan çıkmadık. Epimatheoslar, idraksizler yani, umud ediyorlar hâlâ sandıktan İslâm çıkacak diye, İslâm Çankaya’ya çıkacak diye...

“Umut, en büyük kötülüktür!” diyordu Nietzsche.

Umudun böylesi, evet, en kötüsü kötünün; Pandora’nın kötüsü...

Sahte umut tâcirlerine mukâbil, İslâmlık ateşini, insanlık onurunu ve fikir haysiyetini insanlara öğretiyor diye, Bolu Dağları’nda bir beton yığınına zincirlenmiş, göğsü kuzgunlarca pençelenip gagalanmakta, ciğerleri parçalanmakta Salih Mirzabeyoğlu’nun.

«Kana bulanmış kızıl kuzgunlar, davetsiz misafirler gibi çökmüşler şölene. Mütemâdiyen göğsünü parçalıyor, ciğerlerini kanatıyorlar öfkeyle...»

“Promatheos” bir mitosdur, imitasyondur.

Gerçek, Salih Mirzabeyoğlu’dur!

Müfekkiremizin zincirlerini kırmaktan ve kana bulanmış kızıl kuzgunları kovmaktan gayrı her umut, ta kendisidir kötünün.

Pandora’nın Kutusu kötü!

«Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.» (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.)

Mustafa SAKA

13 Mayıs 2007

(Baran Dergisi, 19. Sayı)

mim.saka@googlemail.com

RSS feed Twitter.
İsim: Email:

0 yorum:

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.