2 Mart 2008

Hatırla Ey Ordu!

Hatasız, günahsız kul olmaz. Hata ve günah, sürçmedir (parapraksis). Sürçmek, hatırlamaktır. Hatırlamak, hata ve günahların akabinde kâlbde bir acının duyulmasıyla başlar. Kâlbdeki bu acı, nedemdir. Nedâmet, pişmanlıktır. Pişmanlık, tevbedir. Tevbe, Allah’ı hatırlamaktır. Allah’ı hatırlamak, kulluğu hatırlamaktır. Kulluğunu hatırlayan, istiğfar eder. İstiğfar, hata ve günahtan dönmektir. Hata ve günahtan dönme irâdesini beyan edene altundan köprüler inşâ edilse yeridir.

Peki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ani bir kararla Sınırötesi Harekât’tan dönmesi ne?!

Amerika “dön” dedi; dönüldü mü?!

“Türk Ordusu” deyince, daha düne kadar dünyayı titreten “Mücahid Mehmetçik”i hatırlayıp tırsan yabancıların medyasına bakarsak, bu kadar basit.

Washinton Times: «Yorgun ve tıraşsız Türk askerleri 8 günün sonunda dün ABD’nin çabuk olma talepleri doğrultusunda “Kürt asilere” kaşı sınır ötesi operasyonuna son vererek kamyonlarla geri döndüler. Washington ve Bağdat durumdan memnun.»

Times: «Harekatın bittiği anonsu Başkan Bush’un NATO müttefiği Türkiye’ye harekatın sona ermesi konundaki ısrarından bir gün sonra geldi.»

Financial Times: «Önderliğini başkan George W. Bush’un yaptığı Amerikalı yetkililer son günlerde operasyonun sona erdirilmesi talebini daha yüksek sesle ifade etmeye başlamışlardı.»

Washington Post: «Çekilme Başkan Bush ve ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in harekata hızlı şekilde son verilmesi uyarılarının bir gün sonrasında gerçekleşti.»

Voanews: «Türkiye'nin kuzey Irak’ta giriştiği askeri herekatın tamamlandığı ve birliklerin sınır gerisindeki üslerine döndüğü açıklandı. Başkan Bush, dün Türk ordusunu “en kısa zamanda” Irak’ın kuzeyinden çekilmeye çağırmıştı.»

Buna mukâbil, “Hedefe ulaşıldı, iş bitti, yuvalarını dağıttık, çocuklar döndü” gibi bildik mavalları manşete çekerken bir kısım Türk(!) medyası; “Amerika istedi, döndük” diye kafa buluyor, diğer kısım Türk(!) medyası da.

Hayır, bu kadar basit değil!

Bizim duruşumuz hele, kuru sıkı pohpohlamalara veya basit aşağılamalara tenezzül edecek kadar basit hiç değil.

TSK’nin çekilmesinin bir gün öncesinde, ABD Savunma Bakanı Gates Türkiye’ye geldi; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la, meslektaşı Vecdi Gönül’le ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile görüştü 8 saat içinde. Görüşmelerde öne çıkan konu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Güneş Harekâtı oldu. “Fazla kalmayın” dedi Gates; ama TSK’nin ertesi gün geri çekileceğini bilmiyordu, böyle ani bir çekilme istemiyordu, bunu beklemiyordu.

Genelkurmay Başbakanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile görüşmesinde, Afganistan'da Taliban'la savaşmak üzere Türkiye'den "muharip asker" istedi Gates. “Türkiye'nin Afganistan'a ayıracak Mehmetçiği yoktur!" dedi Büyükanıt. Gazetecilerin, Harekâtın kısa süreceği sözünü hatırlatması üzerine de, “Kısalık izâfîdir!” dedi. Yani, TSK Genelkurmay Başkanı bile, TSK’nin bir gün sonra geri çekileceğini henüz bilmiyordu.

Başbakan’ın ertesi gün okuyacağı “Ulusa Sesleniş” konuşmasının metni basına dağıtıldı; Harekât’ın başarıyla sürdüğünü söylüyordu Erdoğan. TSK’nin ertesi gün geri çekileceğini bilmiyordu yâni TC Başbakanı Erdoğan da.

Şu herşeyi bilen gazeteci Cengiz Çandar da bilmiyor: «Bilmiyoruz. Kara harekâtının neden ve nasıl böyle aniden duruverdiği, belki ilerde ortaya çıkacak bir “sır” olarak kalacak.» (01.03.2008, Referans)

Çok bilen gazeteci Fehmi Koru da bilmiyor: «Akıl alır gibi değil. Hiç değilse bu duruma bizi hazırlasaydılar. Ne oldu da, askerleri geri çağırma ihtiyacı duyuldu? Olan bitenin muhakkak bir anlamı olmalı, ama ne?» (01.03.2008, Yeni Şafak)

Ordu geri çekildikten sonra, Milliyet’in Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’e konuştu Org. Büyükanıt. (02.03.2008, Milliyet) Uzun bir konuşma içindeki şu üç cümlede gizli, ordunun neden aniden geri çekildiği.

1- «Bu tamamen askeri gerekçelerle alınmış bir karardır.»

2- «Bizim için Mehmetçikler önemli.»

3- «Tereyağından kıl çeker gibi gerçekten çok güzel bir çekilme yaptık.»

Bir: Sınır ötesi bir harekâttan ziyâde, kendi içinde bir harekâttan döndü TSK. İsrail-ABD güdümlü bir klik, ordunun sınır ötesinde bulunmasından istifade, büyük bir tasfiyeye kalkıştı yapı içinde. Birinci cümlenin anlamı budur.

İki: Sınır ötesindeki askerlerden 300’ünü birden telef ederek basılacaktı bu tasfiye işinin düğmesine. İkinci cümlenin anlamı budur.

Üç: Üçüncü cümlenin anlamı açık değil mi? Niçin savaştan ziyade geri çekilebilmiş olmakla övünüyor Büyükanıt?!

Geçen haftaki Dilemmâ’da, «Neticesinin nereye varacağını Allah bilir. Temennîmiz, Hiperandrojenik Huma Harekâtı vesilesiyle, kendini Paradisea Apoda zanneden TSK’nin, amblemindeki kuşa baş ve ayak bulmasıdır!» diye yazmıştık.

Daha fazla ertelenemez olan budur!

Hatasız, günahsız kul olmaz. Hata ve günah, sürçmedir (parapraksis). Sürçmek, hatırlamaktır. Hatırlamak, hata ve günahların akabinde kâlbde bir acının duyulmasıyla başlar. Kâlbdeki bu acı, nedemdir. Nedâmet, pişmanlıktır. Pişmanlık, tevbedir. Tevbe, Allah’ı hatırlamaktır. Allah’ı hatırlamak, kulluğu hatırlamaktır. Kulluğunu hatırlayan, istiğfar eder. İstiğfar, hata ve günahtan dönmektir. Hata ve günahtan dönme irâdesini beyan edene altundan köprüler inşâ edilse yeridir.

Hatırla ey Ordu!

2 Mart 2008
(Baran Dergisi, 61. Sayı)

mim.saka@googlemail.com

RSS feed Twitter.
İsim: Email:
Blogger tarafından desteklenmektedir.