“Sözde kıyâmet habercilerine verilecek en güzel cevap, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesidir!”
Böyle buyurdu Sayın Başbakan (17.11.2006 – TRT INT)...
Kim peki bu “sözde” kıyâmet habercileri; ve nedir haberleri?
Bunlar, Batı’nın WASP (Beyaz, Anglo-Sakson, Protestan) bazı kalem ve siyaset erbâbıdır...
Ve haber vermektedirler ki:
Türkiye’yi AB’ye almakla vakit harcamaya gerek yoktur...
Nasıl olsa tarihin sonu gelmiştir...
Büyük bir medeniyetler çatışması kaçınılmazdır...
Kıyâmet vakti erişmiştir...
Mesih gelecek...
Kıyâmetvârî bir herc-ü merc yaşanacak...
İslâm yeryüzünden silinecek...
Ve WASP adam, yeryüzünün yegâne hâkimi olacaktır...
...
Çok konuşuldu, çok yazıldı, çok tartışıldı; ve hâlâ konuşuluyor, yazılıyor, tartışılıyor...
Konuşulacak, yazılacak, tartışılacak; tâ Kıyâmet gelip çatana dek...
Nedir peki Kıyâmet gerçeği?
Gerçeği nedir Kıyâmet’in?
“Sözde Kıyâmet Habercileri”ne mukâbil Allah, ki “Mutlak Kıyâmet Habercisi”dir; ve Kur’an-ı Kerim’de o günü, şu isimlerle haber vermektedir:
Yevmü'l-Kıyâme: Kalkış, Diriliş Günü...
Es-Sâa: Saat...
Yevmü'l-Âhir: Son Gün...
El-Âhire: Gelecek Hayat...
Yevmü'd-Din: Ceza Günü...
Yevmü'l-Hesap: Hesap Günü...
Yevmü'l-Fasl: Karar Günü...
Yevmü'l-Cem: Toplanma Günü...
Yevmü'l-Hulûd: Sonsuzluk Günü...
Yevmü'l-Ba's: Diriliş Günü...
Yevmü'l-Haşre: Pişmanlık Günü...
Yevmü't-Teğâbûn: Kusurların Ortaya Çıktığı Gün...
El-Kâria: Şaşırtan Felâket...
En-Nâşiye: İnsanı Dehşete Düşüren Felâket...
Et-Tâmme: Herşeyi Kuşatan Felâket...
El-Hakkâ: Büyük Hakikat...
El-Vâkıa: Büyük Olay...
...
Kıyamet kesin olarak gerçekleşecektir! (el-Hicr, 15/85)
Şüphe götürmeyen bir olaydır! (el-Hac, 22,7)
Alâmetleri belirmiştir! (Muhammed, 47/18)
Yaklaşmıştır! (el-Kamer, 54/1)
Ancak bir göz kırpması kadar, hatta daha yakındır! (en-, Nahl, 16,77)
Kâfirler bu günden devamlı bir şüphe içindedir! (el-Hac. 22/55)
Kâfirler bu günü yalanlarlar! (el-Furkan 25/11)
Kıyâmetin ağırlığına ne gökler, ne de yer dayanabilir; o ansızın gelir! (el-A'raf, 7/187)
Sarsıntısı korkunç bir şeydir! (el-Hac, 22/1)
Belâlı ve acı bir Saat'tir! (el-Kamer, 54/46)
Kıyâmeti yalanlayanlar için çılgın bir ateş hazırlanmıştır! (Furkan, 25/11)
(İnanmayanlar), Saat’in (Kıyamet’in) ansızın kendilerine gelip çatmasından başka daha neyi bekliyorlar? İşte onun alâmetler(inden sayılan âhir zaman Peygamber)i gelmiştir... (Muhammed, 47/18)
Kıyametin en büyük alâmeti Hz. Muhammed'in peygamber olarak gönderilmesidir. Ondan sonra artık başka peygamber gönderilmeyecektir. O, peygamberlerin sonuncusudur... (el-Ahzâb, 33/40)
Ben gönderildiğimde, Kıyâmet şu iki parmağımın birbirine yaklaştığı gibi yaklaşmıştır. (Buhârî, VI, 206; Müslim, Terc. Davudoğlu, VIII, 208)
...
Ehl-i sünnet itikadına göre Kıyâmetin vukûundan önce Hazreti İsa da yeryüzüne inecek, yahudileri ve hristiyanları İslâm'a davet edecek, Deccâl'ı öldürecek, Hazreti Peygamber Efendimiz'in şeriatı ile hükmedecektir. (Buhârî, Büyû, 102; Müslim, İmân, 242-247)
İsrâiloğulları'na peygamber olarak gönderilen Hz. İsa’ya, tebliğ görevindeki tüm gayretlerine rağmen, sayılabilecek kadar az bir cemaat iman etmiş, buna mukâbil düşmanlarının kendisini öldürme tuzaklarıyla karşılaşmıştır. Ne var ki Allah, düşmanlarının kurduğu tuzakları başlarına geçirmiş, peygamberini de katına yükseltmiştir… (Âli İmrân, 3/54-55; en-Nisâ, 4/157-158)
Şu anda hayatta ve yaşıyor olarak bulunduğu mevkii Allah'ın ilminde olan Hz. İsa'nın tekrar dünyaya dönüşü de, Kıyâmet alâmetlerindendir.
O (Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne inmesi), Kıyâmetin kopacağını gösterir bir ilimdir... (ez-Zuhruf, 43/61)
Huzeyfetu'l-Gifârî(r.a)'den rivayet edilmiştir:
Biz bir gün kendi aramızda konuşurken, Hazreti Peygamber yanımıza çıkageldi. Bize "Ne konuşuyorsunuz?" dedi. Biz de "Kıyâmet gününden konuşuyoruz" diye cevap verdik. Hazreti Peygamber" Şüphesiz 10 alâmet görülmedikçe kıyamet kopmayacaktır" dedi ve "Deccâl'ı, dumanı(duhan), Dâbbetü'l-arz'ı, güneşin batıdan doğmasını, İsa Aleyhisselâm'ın yeryüzüne inmesini, Ye'cûc ve Me'cuc'u, doğuda, batıda ve Arap Yarımadası’nda olmak üzere üç yer çöküntüsünü, son olarak da Yemen'den çıkarak insanları Mahşer’e sürecek ateşin vukû bulacağını söyledi". (Müslim, Fiten, 39)
…
Kıyâmet alâmetleri, büyük ve küçük olmak üzere iki kısımdır. Küçük alâmetlerin sayıları pekçok olup, bâzıları şunlardır: İnsanlardan ilim ve emânet kalkar, câhillik artar. Emîn ve âlim kimse bulunmaz. Oyun ve çalgı âletleri çok kullanılır. Adam öldürmek ve fitne çok olur. İnsanlarda birbirlerine karşı sevgi kalmaz. İslâmiyet'e uygun işler ayıp sayılıp terk olunur. (İbn-i Hacer-i Mekkî, İmâm-ı Süyûtî)
Cinâyetlerin çoğalması, fitnelerin zuhur etmesi... (Buhârî, Fiten, 4; Müslim, Fiten, 18)
Yahudilerle Müslümanların savaşmaları; Müslümanların Yahudileri öldürmesi… (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VIII, 341; Müslim, Fiten, 79-82)
Zinanın açıkça işlenmesi, içki tüketiminin artması, kadınların çoğalıp erkeklerin azalması… (el-Ali en-Nâsif Tac, 5/335)
Bütün bunlar ve dahası, Allah ve Resûlü’nün haber verdiği Kıyâmet-i Kübrâ’nın, Büyük Kıyâmet’in alâmetleridir!..
Ve Kıyâmet-i Suğrâ, ki “Küçük Kıyâmet” anlamına gelir; “her nefs, muhakkak ölümü tadacak” demektir...
…
Kıyâmet gerçeğine cevap olarak Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesini gösteren Başbakan’a, Avrupa’nın göbeğinden bir haber…
İsviçre’nin Evanjelik Reform Kilisesi tarafından İsviçre genelinde yapılan çok geniş bir inanç yoklamasının sonuçları şöyle (17.11.2006 – SF 1):
İsviçre halkının bir çeyreği, insanın ölümü ile her şeyin bittiğine inanıyor…
İsviçre halkının ikinci çeyreği, kıyâmet ve âhiret hakkında herhangi bir fikir ve inanç taşımıyor…
İsviçre halkının üçüncü çeyreği, reenkarnasyona inanıyor…
İsviçre halkının sadece % 13.7’si, Hristiyanlığın haber verdiği şekilde bir kıyâmet ve âhiret hayâtına inanıyor…
…
Sayın Başbakan ise, “sözde kıyâmet habercileri”ne “lâ” derken değil, “illâ AB” sözü ile belirliyor yerini; tasdik ve ikrar ediyor imanî tercihini: “Sözde kıyâmet habercilerine verilecek en güzel cevap, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesidir!” diyor...
Böylece, sadece “sözde kıyâmet habercileri”ni değil, Allah ve Resûlü’nü de yalanlamış oluyor; Allah ve Resûlü’nün haber verdiği Kıyâmeti de inkâr etmiş oluyor!
Ölüm, ki “Kıyâmet-i Suğrâ”dır; en açık alâmeti, Sayın Başbakan’ın da başına ve kıçına çoktan düşmüş olan aklardır…
Ölüme de mi inanmaz bu şehvet düşkünleri?!
Mustafa SAKA
mim.saka@googlemail.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Blogger tarafından desteklenmektedir.